Omuz ekleminde yer alan kıkırdak dokunun zamanla aşınması ve yıpranması sonucu ortaya çıkan eklem hastalığıdır. Tıpta “omuz osteoartriti” olarak da adlandırılır. Kıkırdak dokunun aşınmasıyla birlikte kemikler birbirine sürtünmeye başlar. Omuz kireçlenmesi ağrı, hareket kısıtlılığı ve günlük aktivitelerde zorluklara neden olabilir.

Omuz Kireçlenmesi Belirtileri Nelerdir?
Omuz osteoartriti, Omuz ekleminde yer alan kıkırdak dokunun zamanla yıpranmasıyla ortaya çıkar. Travma, tekrarlayıcı zorlanma veya romatizmal hastalık sonucu da ortaya çıkar. Bu durum, günlük yaşamı etkileyen çeşitli belirtilerle kendini gösterir.
En yaygın belirti omuzda ağrıdır. Başlangıçta sadece hareketle ortaya çıkan ağrı zamanla istirahat hâlinde de hissedilebilir. Ağrı genellikle omuzun ön ya da dış kısmında yoğunlaşır. Kol yukarı kaldırıldığında, başın arkasına uzatıldığında ya da ceket giyme gibi hareketlerde şiddetlenebilir.
Hareket kısıtlılığı, kireçlenmenin önemli bir bulgusudur. Hasta, kolunu tam yukarıya kaldıramaz veya arkaya uzanmakta zorlanır. Zamanla omuz ekleminde tutukluk hissi oluşur. Bu durum, günlük işleri yaparken zorluk yaşanmasına neden olabilir.
Omuzda tıkırtı sesi ya da sürtünme hissi de sık görülen bir belirtidir. Eklemi hareket ettirirken duyulan bu ses, kıkırdak dokunun aşınmasından kaynaklanır. Bazı hastalarda bu sesle birlikte ani takılmalar da olabilir.
İleri evrelerde ise kas zayıflığı ve omuz çevresindeki kaslarda hacim kaybı gelişebilir. Bu durum, kolun fonksiyonunu daha da kısıtlar. Gece ağrıları artabilir ve uykuyu bölerek yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Omuz kireçlenmesi belirtileri, erken dönemde fark edilmelidir. Eğer fark edilip tedaviye başlanırsa yaşam kalitesi korunur. Şikâyetler devam ediyorsa uzman hekime başvurmak önemlidir.
Omuz Kireçlenmesi Neden Olur?
Omuz kireçlenmesi, omuz ekleminde yer alan kıkırdak dokunun zamanla aşınması ve yıpranmasıyla ortaya çıkar. Bu durum, dejeneratif bir eklem hastalığıdır. Tıpta “omuz osteoartriti” olarak adlandırılır. Bu durumun ortaya çıkmasında birden fazla neden rol oynar. Hem yaşlanmaya bağlı süreçler hem de bazı risk faktörleri hastalığın gelişimini etkileyebilir.
En yaygın neden yaşa bağlı kıkırdak aşınmasıdır. Yaş ilerledikçe eklem yüzeylerini kaplayan kıkırdak dokular incelir. Ayrıca esnekliğini kaybeder. Bu da kemiklerin birbiriyle temas etmesine yol açar. Sürtünme arttıkça ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığı ortaya çıkar.
Omuz travmaları da kireçlenmeye neden olabilir. Geçirilmiş kırıklar, çıkıklar veya darbeler eklem yapısında bozulma oluşturur. Bu yapısal bozulma zamanla kıkırdak hasarına yol açar. Sonuç olarak kireçlenme gelişebilir.
Tekrarlayıcı zorlanmalar da önemli bir etkendir. Uzun süreli ağır kullanım kıkırdağa zarar verebilir. Özellikle omzunu mesleki olarak yoğun kullanan kişiler risk altındadır. Boyacılar, marangozlar ve sporcular bu gruba girer.
Ayrıca romatizmal hastalıklar ve enfeksiyonlar da kıkırdak dokuyu etkileyebilir. Bu durum omuz ekleminde yapısal hasar oluşturur ve kireçlenmeyi hızlandırır.
Genetik yatkınlık ve doğuştan gelen eklem bozuklukları da riski artırır. Bu bireylerde kireçlenme daha erken yaşta görülebilir.
Sonuç olarak, omuz kireçlenmesi, çok faktörlü bir rahatsızlıktır. Yaş, travma, zorlanma ve bazı hastalıklar bu süreci etkiler.

Omuz Kireçlenmesi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Omuz kireçlenmesi, zamanla ilerleyen, ancak tedavi ile kontrol altına alınabilen eklem hastalığıdır. Tedavi yaklaşımı, hastalığın evresine, hastanın yaşına, yaşam kalitesine ve şikâyetlerin şiddetine göre belirlenir. Amaç ağrıyı azaltmak, hareket kabiliyetini artırmak ve hastanın günlük yaşamını kolaylaştırmaktır.
Erken evre kireçlenmede genellikle ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ön plandadır. Ağrı kesici ve iltihap giderici ilaçlar şikâyetleri hafifletebilir. Gerekirse kas gevşeticiler de eklenebilir. Fizik tedavi uygulamaları, omuz eklemini destekleyen kasları güçlendirir. Ayrıca hareket açıklığını artırmaya yardımcı olur. Egzersizler düzenli yapılmalı ve uzman eşliğinde planlanmalıdır.
Ağrısı devam eden hastalarda eklem içine enjeksiyon tedavileri uygulanabilir. Steroid enjeksiyonları iltihabı azaltır. Hyaluronik asit enjeksiyonları eklem kayganlığını artırarak rahatlama sağlayabilir.
İlerlemiş vakalarda ise cerrahi tedavi gündeme gelir. Artroskopik temizlik, gevşemiş dokuların temizlenmesi gibi işlemler uygulanabilir. Ancak ileri evre kireçlenmede en etkili yöntem omuz protezi ameliyatıdır. Bu işlemle hasarlı eklem yüzeyi yapay bir protezle değiştirilir.
Sonuç olarak, tedavi, hastalığın seviyesine göre değişkenlik gösterir. Erken tanı, düzenli egzersiz ve hekime zamanında başvuru ile ameliyatsız yöntemlerle de konforlu bir yaşam sürdürülebilir.
Omuz Kireçlenmesi Tedavi Sonrası Süreç Nasıldır?
Omuz kireçlenmesi tedavisinden sonra iyileşme süreci, uygulanan tedavi yöntemine göre değişiklik gösterir. İlaç, fizik tedavi veya cerrahi yöntemlerin ardından hastanın dikkatli bir takip süreci geçirmesi gerekir. Amaç, ağrıyı azaltmakla birlikte omuz hareketlerini korumak ve tekrarlamayı önlemektir.
İlaç ve fizik tedavi ile tedavi edilen hastalarda, tedavi sonrası egzersizlere düzenli devam etmek büyük önem taşır. Fizyoterapist tarafından önerilen omuz hareketleri, eklemin esnekliğini ve gücünü korur. Ağrı kontrol altına alınsa bile, hareketsizlik tekrar kısıtlılığa yol açabileceğinden egzersiz ihmal edilmemelidir.
Eklem içi enjeksiyon uygulanan hastalarda, birkaç gün dinlenme sonrası günlük aktivitelere dönüş mümkündür. Ancak ağır kaldırma, omuzu zorlayacak tekrarlayıcı hareketler ya da ters bir ani yüklenmeden kaçınılmalıdır. Belirtilerin tekrarlamaması için yaşam tarzında bazı düzenlemeler yapılması önerilir.
Cerrahi, özellikle protez uygulaması sonrası daha uzun bir iyileşme süreci gerektirir. Hastanede kalış süresi ortalama 2–3 gündür. Cerrahi sonrası fizik tedavi mutlaka başlanmalıdır. Kişiye özel programlarla omuz hareket açıklığı yeniden kazandırılmalıdır. Bu dönemde sabırlı olmak ve hekimin önerilerine tam olarak uymak iyileşme açısından kritik önem taşır.
Sonuç olarak, omuz kireçlenmesi tedavisi sonrası süreç, tedavi yöntemine göre planlanır ve hastanın iş birliği ile başarıya ulaşır. Düzenli kontrol ve egzersiz, sürecin sağlıklı ilerlemesinde temel rol oynar.
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?


